“Plansız kazanç günü, planlı üretim geleceği kurtarır!”

Vatan Partisi'nden Ali Korkmazcan, Türkiye'deki sanayi kaybına ilişkin açıklamalarda bulundu. Yüksek faiz ve enflasyonun üretimi zorladığını belirten Korkmazcan, üretimi desteklemek için devletin hamle yapması gerektiğini vurguladı. Yurt dışına taşınan firmalara dikkat çeken Korkmazcan, bu durumun uzman iş gücü kaybına neden olduğunu ifade etti. Çözüm için uzun vadeli planlama ve sanayicilerin girişkenliği gerektiğini söyledi. Türkiye'den yurt dışına çıkan sermayenin ülkeye kazandırılarak üreticinin desteklenmesi gerektiğini vurguladı.

Haber Giriş Tarihi: 07.11.2025 14:13
Haber Güncellenme Tarihi: 07.11.2025 14:13
https://www.tavasgazetesi.com/

Vatan Partisi İl Yönetim Kurulu üyesi ve Kitle Örgütleri, Sanayici ve İş İnsanları Bürosu Başkanı Ali Korkmazcan yaptığı açıklama ile “Parti olarak son yıllarda yaşadığımız sektörel bazda firma ve istihdam kayıplarımızın önüne geçmek amacıyla fikirlerimizi kamuoyuyla paylaşma ihtiyacı duymaktayız dedi.” Son günlerde iş dünyamızın önemli isimlerinin ve kuruluşlarının peş peşe yaptıkları açıklamalar üretim sektöründe yaşanan sıkıntıları ve iş kaybını, firmalarımızın başka ülkelere tesislerini taşımalarını, kapanan firma sayısındaki artışı ve istihdam kaybımızı gözler önüne sermiştir diyen Korkmazcan yüksek faiz ile enflasyonu dengeleme çabası finansmana erişimi zorlaştırdığını, ham madde ve yarı mamullerde dışa bağımlılığın fazla olmasının birçok sektörün üretim maliyetlerini bir hayli tırmandırdığını belirtti. Ali Korkmazcan sözlerini şöyle sürdürdü: “Enerji ve çalışan maliyetlerindeki kur politikası ve enflasyon kaynaklı hızlı yükseliş ise dünya ile rekabet şansını giderek azaltmaktadır. Çalışanlarımız aldığı maaşla geçinemez halde, işverenlerimiz ise çalışan giderlerini eklediğinde ekmek teknesini döndüremez haldedir. Bu durum işçi azaltmalarına, kaliteli çalışan eksiltmelerine ve uzun vadeli büyük problemlere yol açmaktadır. Sistemdeki çarpık düzen çalışana da işverene de fayda sağlamamakta ve sadece günü kurtarmaktadır. Hazır giyim sektöründen örnek vermek gerekirse; sektör temsilcileri ‘’Asya ve Mısır gibi ülkelerdeki rakiplerimizle maliyet farkımız %60-65 düzeylerine ulaştı’’ diyerek tehlikeyi gözler önüne sermekte, sektörde duayen kabul edilen firmaların ‘’6 ay sonra üretim durabilir’’ açıklamaları ise ülkemiz ve sektörümüz açısından acil önlem alınması gerektiğini ortaya koymaktadır. Bu duruma bir günde gelmedik. Doğru adımlarla hızlı bir şekilde çözmek ise mümkündür. Fakat devlet aklı ve sanayici girişkenliğiyle uzun vadeli planlama yaparak içinden çıkmak durumundayız.

ÜRETİCİLERİ VE UZMAN ÇALIŞANLARIMIZI KORUMALIYIZ!

En liberal görünen ülkeler dahi üretimi kendi ülkelerine çekmek için çeşitli önlemlerle devletin zor gücünü kullanırken, Türkiye’nin gidene ‘’Güle güle’’ politikası derhal terk edilmeli ve üretime dönük faaliyet gösteren firmalarımızı koruyucu önlemler alınması gerekmektedir. Çünkü bu durum hem firma ve ekonomik kayba hem de alanında uzmanlaşmış iş gücü kaybına neden olmakta ve uzun vadeli daha büyük sorunlara yol açmaktadır.

Başlıca önerilerimizi sıralamak gerekirse;

Sorun sadece üretimi desteklemekle ilgili değildir. Katma değerli üretim stratejisi konusunda da devlet aklıyla sanayici girişkenliğini birleştiren çözümler üretmektedir. Üretimi desteklemek katma değerli üretim stratejileri belirlemeyle olacaktır. Mesela son yıllarda hazır giyim sanayimiz üretim tesislerini Mısır’a taşımaktadır. Son 3 yılda tekstil sektöründe 7000’in üzerinde firma kapanmış, 250 bin civarında çalışanımız işsiz kalmıştır. Ayrıca 300’ün üzerinde firma başka ülkelere tesislerini taşımıştır. Bunun bir nedeni enerji ve çalışan maliyetlerinin ilgili ülkede ucuz olmasıdır. Fakat diğer nedeni de hazır giyim sektörümüzde marka sayısının azlığı, dünya markalarına fason üretim sayısının çok olmasıdır. Devlet planlaması da eksik kalınca sektör giderek kan kaybetmektedir. Sektörlerimizin bir diğer problemi ise yarı mamul ve ham madde konusunda dışa bağımlılığın fazla olmasıdır. İçeride kur politikası nedeniyle alternatif ürünlerin ham madde ve yarı mamul ithalatları giderek artmakta ve Türkiye’de üretimin kar marjı her geçen gün daralmaktadır. Bu durum da üreticiyi başka formüller aramaya itmektedir. Nitekim bu yılın ilk dokuz ayında ihracatımız %4.1, ithalatımız ise %5.9 artış göstermiştir. Bu verilerde göstermektedir ki dış açık her geçen gün artış göstermekte ve giderek sürdürülebilir olmaktan çıkmaktadır. İthalat ile dışa bağımlılık arttıkça üretim giderek pahalı kalmakta ve rekabet şansı azalmaktadır.

YÜKSEK FAİZ = DÜŞÜK ÜRETİM ÇIKMAZINI SONLANDIRMALIYIZ!

Ticari kredilerin yıllık %50 civarında faizle verildiği ve buna rağmen finansmana ulaşımın zorlaştığı günlerde sanayicimizin kazancı da yedek akçesi de faize gitmektedir. Bu durum sürdürülebilir bir üretim planı yapmanın önüne geçmekte ve iş dünyasında paniğin artmasına neden olmaktadır. Ülkemiz bir kararın eşiğindedir. Turizm, yeme-içme sektörü gibi hizmet sektörlerinde de tehlike çanları çalmakta, üretim-imalat sanayi gibi sektörler kan kaybetmekte ve çalışan sayısı giderek azalmaktadır. Dolayısıyla çözüm devlet eliyle üreticinin desteklenmesi, Türkiye’de ithal ikamesi yoluyla ithal edilen malların ülke içinde üretimlerin teşvik edilmesi, üretim odaklı finansmana erişimin hem ucuzlatılması hem de kolaylaştırılması gerekmektedir.

VATAN PARTİSİ'NİN KAYNAK SORUNU YOKTUR!

Değerli vatandaşlarımız, işverenlerimiz, işçilerimiz, Vatan Partisi olarak sunduğumuz önerileri yapacak programa sahibiz. Bizim kaynak bulma korkumuz yoktur. Çünkü kaynak vardır. Bu ülkenin insanlarının alın teriyle kazanılmış 500 milyar doların üzerinde servet yurtdışına çıkarılmıştır. Vatan Partisi iktidarında devlet demir yumruğunu masaya vurarak bu kaynakları yeniden Türkiye’ye getirecek ve üretim ekonomisi modelinin güvencesi olarak kullanılacaktır. Bu paralara el koymayacağız. Bu paraları pasif olmaktan çıkaracak ve ekonomiye kazandıracağız. Paradan para kazanma yöntemleri yerine üretimden para kazanmaya odaklanacağız. Ayrıca bu servetleri yurtdışına kaçıranlar bilmelidir ki kontrol onlarda değil. Küresel piyasa yapıcı aktörlerdedir. ABD-Atlantik sisteminin gidişatı nedeniyle yurtdışına çıkarılan kaynakların bir gecede değersizleşme riski hiç olmadığı kadar yüksektir. Son dönemde finans araçları üzerinde yapılan manipülatif hareketler bir gecede insanların servetini, varını yoğunu sıfırlama tehlikesi yaratmaktadır. Kolay yoldan yüksek paralar kazanma hayaliyle küresel hırsızlara paranızı kaptırmak yerine gelin Türkiye’de alnınızın teriyle, Türk milletinin iradesiyle, çalışkanlığıyla üreterek kazanın diyoruz. Bu konuda Türk iş insanlarının girişkenliğine, iradesine ve çalışkanlığına güvenimiz sonsuzdur. Yaratacakları iş hacmiyle hem istihdama hem de katma değerli üretime çok fayda sağlayacakları aşikârdır. Kaynak vardır. Türk milleti tasarruflu bir millettir. Yaklaşık 500 milyar doların yastık altında tasarruf edildiği çeşitli açıklamalar ve raporlarda yer almaktadır. Bu kaynağı ancak iradesi güçlü bir hükümetle Türkiye’ye yeniden kazandırabiliriz. Üretime, sağlıklı bir ekonomi politikasına olan güveni tazeleyerek yastık altı rezervleri yeniden ekonomiye kazandırabiliriz. Milletimize ve iş dünyamıza çağrımız budur. Vatan Partisi olarak görevlere hazır olduğumuzu bildiriyoruz!”