Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Eski Çarşıdan Adalı Bekir’in Kahvesine Bir Yolculuk

Yazının Giriş Tarihi: 12.12.2025 11:03
Yazının Güncellenme Tarihi: 12.12.2025 11:03

Kocaküllük’teki evimizden çıktım, çarşıya doğru yürüyorum. Köşede bakkal Sarı Oğlan Mustafa’nın, köylünün dükkânı var; alışverişleri oradan yapıyoruz. İlerliyorum… Sağ tarafta kunduracı Acıba Mustafa, kunduracı Halil Haşgür, terziler, kunduracı Koreli Osman Göktan, nalbant Mehmet ve Muharrem amcalar, helvacı Topal Mehmet Özalp amca ve oğulları var. Arada Haşgür Bakırcı, onun yanında Gökali’lerin fırını ve köşede kıraathane; Kırkyalan Abdullah’ın kahvesi… Derken çarşı görünüyor.

Tekrar soldan başlayarak geliyorum: Aşçıoğlu’nun dükkânları, Terzi Süleyman Memici, Terzi Sarı Kemal Küçükyumuk, Terzi Yıldıztepe Kardeşler Halil ve İbrahim, Nazlar’ın dükkânı, Terzi Yavaş Osman, Bakkal Ramazan Tülü ve Hacı Mehmet Bayramoğlu’nun çerçi dükkânı var. Bana on kuruşa bir cep leblebi verirdi.

Arada çıkmaz sokak ve Adalı Bekir’in kahvesine yoldan girişi de vardı, hanın içinden de… Yanan Han, meşhur Yeni Tüccar Hanı. Dışarıdan gelen pazarcılar, yabancılar; bazı esnaflar boş odaları depo olarak kullanır, komşu esnaflar tuvaletini de kullanırlardı. Hanı Davulcu Mustafa çalıştırıyordu. Ek iş olarak ayakkabı saya işi de yapardı.

Adalı Bekir’in kahvesinden sonra hanın kapısı ve Aladınlıların keçe dükkânı, birkaç terzi dükkânı, Davulcu Kadir amcanın malakçı dükkânı böyle devam edip gidiyordu.

Gelelim Adalı Bekir’in kahvesine… Kahvenin içi ahşaptan kanepeler, masa ve sandalyelerle doluydu. Odun ateşinde pişen çaylar, kahveler… Müşteriler arasında başta meşhur Dağlaçı İsmail (çok kilolu, iri yarı birisiydi), Dalak Hasan, Küllü Çotuların Ahmet Dede gibi o günlerin ihtiyarları otururdu bu kahvede. O zamanlar emeklilik yok, para kıttı. Bir çay içip akşama kadar oturanlar olurdu.

Kahvede koyu muhabbetler, şakalaşmalar, atışmalar, “yalan atmalar” eksik olmazdı. Adalı Bekir amca, dışarıdaki birkaç esnafa çay servisi yapar, içerideki müşterilere de bakardı. Nafakasını bu kahveden temin ederdi. Yemeğe ya da namaza gittiğinde müşteriler kendi kendine bakardı. Bekir amca yalnız çalışır, aza kanaat ederdi. O zamanlar herkes öyleydi. “Allah azı bereketli etsin.” denirdi. Fakir fukara gözetilirdi. Komşulara pişen yemekten biraz verilirdi. Para yoktu ama insanlar mutluydu, isyan eden yoktu.

Keşke Yanan Han restore edilse, Adalı Bekir’in kahvesi yeniden açılsa, içinde satıcılar olsa… Hanın içinde oturup çayımızı yudumlasak ne güzel olurdu.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.