4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü 1931 yılında ilan edilmiş ve hayvan dostlarımızın refahına dikkat çekmek amaçlanmıştır.
İnsan, hayvan ve çevre sağlığı gözetilmek kaydıyla hayvanların rahat yaşamlarını ve hayvanlara iyi ve uygun muamele edilmesini temin etmek; hayvanların acı, ıstırap ve eziyet çekmelerine karşı en iyi şekilde korunmalarını, her türlü mağduriyetlerinin önlenmesini sağlamakamacı güden ekonomik değeri olmayan (Köpek, Kedi, Eşek vb.) hayvanları ilgilendiren 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu,Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü denetiminde Belediyeler tarafından yürütülmektedir.
Hayvanları Koruma gününü iki başlık altında farklı olarak ele alacağım.
1-Sahipsiz ve sahilendirilmiş Köpek, Kedi vb. evcil hayvanlar
Son yıllarda kamuoyunun en çok tartıştığı konular arasında yer alan başıboş sokak hayvanları sorunu, 02 Ağustos 2024 tarihinde Hayvanları Koruma Kanunu'nda yapılan değişiklikle yeniden gündemin merkezine oturdu. Yasal düzenlemenin ardından barınakların kapasitesi, yer seçimi ve yönetim modeli gibi başlıklar kamuoyunda geniş yankı uyandırdı.
Hayvan hakları savunucuları, yerel yönetimler ve vatandaşlar arasında farklı görüşlerin dile getirildiği süreçte, hem hayvanların yaşam hakkı hem de toplum güvenliği ekseninde çözüm arayışları sürüyor. Barınakların fiziki koşulları, rehabilitasyon hizmetleri ve sahiplendirme politikaları, tartışmaların odağında yer alıyor.
Düzenleme öncesinde yürürlükte olan Hayvanları Koruma Kanunu kapsamında, başıboş köpekler barınaklara alınarak kısırlaştırılıyor ve alındıkları ortama geri bırakılıyordu. 02 Ağustos 2024 tarihinde yapılan yasal değişiklikle birlikte, kısırlaştırılan köpeklerin sahiplendirilinceye kadar barınaklarda tutulması zorunlu hale getirildi.
Bu yeni uygulama, barınak kapasitesi ve fiziki koşulları açısından belediyeleri ciddi şekilde zorlamaktadır. Valilikler, sokak köpeklerinin toplanması yönünde sık sık resmi yazılar gönderirken; hayvanseverler ise toplama işlemlerine karşı çıkarak barınakların koşullarını eleştirmekte ve belediyelerle zaman zaman sert tartışmalara girmektedir.
Bazı sosyal medya paylaşımlarında ve görevleri sırasında belediye personeline yönelik ağır ithamlar ve hakaretler yer almakta; barınağa alınan her hayvanın öldürüldüğü yönündeki iddialar ise kamuoyunda olumsuz algılara yol açmaktadır.
Aslında sorunun başka yüzü sahipli ancak başıboş olarak sokağa bırakılmış hayvanlarıdır.Artık toplumumuz hayvan sevgisi yönünden maalesef yoksunlaştırılmış her gördüğü köpekten hatta kedinden korkar hale gelmiştir.Kanunda cezai yaptırım olmasında rağmen sahipli hayvanların sokaklara bırakılması asıl sorunu teşkil etmektedir. Geçmiş yıllarda topyekün belediyelerimiz kısırlaştırma işlemlerini hakkıyla yapsaydı durum böyle olmayacaktı.
Diğer sorun ise çöplerin kenarlarına,evlerin önlerine bırakılan yemek artıklarıdır. Genellikle kedilerin beslenmesi için bırakılan yemek artıkları ciddi bi sorun teşkil etmektedir.Zaten içerik olarak karışık olan artıklar kısa sürede dış ortamda bozulmakta hayvanlara faydadan çok zarar vermektedir.Belediyelere sürekli hasta kedi şikayetleri gelmekte zaten köpeklerle uğraşmaktanbaşka iş yapamayan belediyeler daha da zor durumda kalmaktadır. Çok olmamak şartıyla daha sağlıklı gıdalarla beslense kediler yaratılışları gereği ek olarak çevredeki böcek, fare vb. etmenlerle beslenerek doğanın dengesini sağlayacak biz insanlara fayda sağlayacaktır.Son yıllarda artan fare,akrep vb. şiketlerinin özünde bu yatmaktadır.
2-Ekonomik değeri olan Eti ve Sütüiçin üretilen hayvanlar
Hayvanları koruma gününde sadece kedi ve köpeklerin akla gelmemesi gerekiyor. Ekonomik değeri olan eti ve sütü içinüretilen Sığır, Koyun, Keçi, Mandavb. türü hayvanlarında korunması gerekiyor. Barınma şartları başta olmak üzere yaşam haklarını ellerinden alan sebeplerin ortadan kaldırılması gerekiyor. Maalesef işletme kayıt numarası almak için fiziki olarak bir şartın, standartın bulunmaması gelişi güzel ağıl ve ahırların yapılmasına sebep oluyor. Ruhsatlı ağıl ve ahır yapımlarında ise bürokrasi ve tamamen mimara bırakılan tasarım nedeniyle kullanışsız beton yığınları yapılarak hayvancılık yapılmaya çalışılıyor. Yeterli havalandırma şartlarını sağlayan, hayvan refahını ön planda olduğu tip projelerin Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından her bölgeye uygun olarak hazırlatılması ve bürokrasi kısmının sadeleştirilmesi gerekmektedir. Diğer bir husus ise hayvancılık sektöründe yaşanan sıkıntılardan dolayı süt hayvanlarının kesilmesi, et hayvanlarının da daha erken yaşlarda kesilmesi ile ciddi manada ülkemizin maddi kaybına sebep olmakta ülkemizi ithalat sarmalına sokmaktadır.
Kısaca özetleyecek olursak korunması gereken hayvanların kedi ve köpeklerden ibaret olmadığı tüm hayvanların bu hususta ele alınması ve gerekli yasal düzenlemelerin ilgili kurum ve kuruluşların görüşü alınarak ivedilikle yapılması gerekmektedir.
Son olarak Tavas özelinde 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu kapsamında yeni bir barınak yapılması için sürecin son aşamaya geldiği 35.000 metrekarelik alanın orman müdürlüğünden tahsis edilmesi akabinde inşaat sürecinin başlayacağı müjdesini buradan vermek isterim.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Mustafa BOZ
TAVAS ÖZELİNDE “HAYVANLARI KORUMA GÜNÜ”
4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü 1931 yılında ilan edilmiş ve hayvan dostlarımızın refahına dikkat çekmek amaçlanmıştır.
İnsan, hayvan ve çevre sağlığı gözetilmek kaydıyla hayvanların rahat yaşamlarını ve hayvanlara iyi ve uygun muamele edilmesini temin etmek; hayvanların acı, ıstırap ve eziyet çekmelerine karşı en iyi şekilde korunmalarını, her türlü mağduriyetlerinin önlenmesini sağlamakamacı güden ekonomik değeri olmayan (Köpek, Kedi, Eşek vb.) hayvanları ilgilendiren 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu,Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü denetiminde Belediyeler tarafından yürütülmektedir.
Hayvanları Koruma gününü iki başlık altında farklı olarak ele alacağım.
1-Sahipsiz ve sahilendirilmiş Köpek, Kedi vb. evcil hayvanlar
Son yıllarda kamuoyunun en çok tartıştığı konular arasında yer alan başıboş sokak hayvanları sorunu, 02 Ağustos 2024 tarihinde Hayvanları Koruma Kanunu'nda yapılan değişiklikle yeniden gündemin merkezine oturdu. Yasal düzenlemenin ardından barınakların kapasitesi, yer seçimi ve yönetim modeli gibi başlıklar kamuoyunda geniş yankı uyandırdı.
Hayvan hakları savunucuları, yerel yönetimler ve vatandaşlar arasında farklı görüşlerin dile getirildiği süreçte, hem hayvanların yaşam hakkı hem de toplum güvenliği ekseninde çözüm arayışları sürüyor. Barınakların fiziki koşulları, rehabilitasyon hizmetleri ve sahiplendirme politikaları, tartışmaların odağında yer alıyor.
Düzenleme öncesinde yürürlükte olan Hayvanları Koruma Kanunu kapsamında, başıboş köpekler barınaklara alınarak kısırlaştırılıyor ve alındıkları ortama geri bırakılıyordu. 02 Ağustos 2024 tarihinde yapılan yasal değişiklikle birlikte, kısırlaştırılan köpeklerin sahiplendirilinceye kadar barınaklarda tutulması zorunlu hale getirildi.
Bu yeni uygulama, barınak kapasitesi ve fiziki koşulları açısından belediyeleri ciddi şekilde zorlamaktadır. Valilikler, sokak köpeklerinin toplanması yönünde sık sık resmi yazılar gönderirken; hayvanseverler ise toplama işlemlerine karşı çıkarak barınakların koşullarını eleştirmekte ve belediyelerle zaman zaman sert tartışmalara girmektedir.
Bazı sosyal medya paylaşımlarında ve görevleri sırasında belediye personeline yönelik ağır ithamlar ve hakaretler yer almakta; barınağa alınan her hayvanın öldürüldüğü yönündeki iddialar ise kamuoyunda olumsuz algılara yol açmaktadır.
Aslında sorunun başka yüzü sahipli ancak başıboş olarak sokağa bırakılmış hayvanlarıdır.Artık toplumumuz hayvan sevgisi yönünden maalesef yoksunlaştırılmış her gördüğü köpekten hatta kedinden korkar hale gelmiştir.Kanunda cezai yaptırım olmasında rağmen sahipli hayvanların sokaklara bırakılması asıl sorunu teşkil etmektedir. Geçmiş yıllarda topyekün belediyelerimiz kısırlaştırma işlemlerini hakkıyla yapsaydı durum böyle olmayacaktı.
Diğer sorun ise çöplerin kenarlarına,evlerin önlerine bırakılan yemek artıklarıdır. Genellikle kedilerin beslenmesi için bırakılan yemek artıkları ciddi bi sorun teşkil etmektedir.Zaten içerik olarak karışık olan artıklar kısa sürede dış ortamda bozulmakta hayvanlara faydadan çok zarar vermektedir.Belediyelere sürekli hasta kedi şikayetleri gelmekte zaten köpeklerle uğraşmaktanbaşka iş yapamayan belediyeler daha da zor durumda kalmaktadır. Çok olmamak şartıyla daha sağlıklı gıdalarla beslense kediler yaratılışları gereği ek olarak çevredeki böcek, fare vb. etmenlerle beslenerek doğanın dengesini sağlayacak biz insanlara fayda sağlayacaktır.Son yıllarda artan fare,akrep vb. şiketlerinin özünde bu yatmaktadır.
2-Ekonomik değeri olan Eti ve Sütüiçin üretilen hayvanlar
Hayvanları koruma gününde sadece kedi ve köpeklerin akla gelmemesi gerekiyor. Ekonomik değeri olan eti ve sütü içinüretilen Sığır, Koyun, Keçi, Mandavb. türü hayvanlarında korunması gerekiyor. Barınma şartları başta olmak üzere yaşam haklarını ellerinden alan sebeplerin ortadan kaldırılması gerekiyor. Maalesef işletme kayıt numarası almak için fiziki olarak bir şartın, standartın bulunmaması gelişi güzel ağıl ve ahırların yapılmasına sebep oluyor. Ruhsatlı ağıl ve ahır yapımlarında ise bürokrasi ve tamamen mimara bırakılan tasarım nedeniyle kullanışsız beton yığınları yapılarak hayvancılık yapılmaya çalışılıyor. Yeterli havalandırma şartlarını sağlayan, hayvan refahını ön planda olduğu tip projelerin Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından her bölgeye uygun olarak hazırlatılması ve bürokrasi kısmının sadeleştirilmesi gerekmektedir. Diğer bir husus ise hayvancılık sektöründe yaşanan sıkıntılardan dolayı süt hayvanlarının kesilmesi, et hayvanlarının da daha erken yaşlarda kesilmesi ile ciddi manada ülkemizin maddi kaybına sebep olmakta ülkemizi ithalat sarmalına sokmaktadır.
Kısaca özetleyecek olursak korunması gereken hayvanların kedi ve köpeklerden ibaret olmadığı tüm hayvanların bu hususta ele alınması ve gerekli yasal düzenlemelerin ilgili kurum ve kuruluşların görüşü alınarak ivedilikle yapılması gerekmektedir.
Son olarak Tavas özelinde 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu kapsamında yeni bir barınak yapılması için sürecin son aşamaya geldiği 35.000 metrekarelik alanın orman müdürlüğünden tahsis edilmesi akabinde inşaat sürecinin başlayacağı müjdesini buradan vermek isterim.