Bu millet, esareti hiçbir zaman kabul etmedi. Kaderine zincir vurmaya kalkana karşı yağız atlara binip dağları aşmış, kılıçla, imanla, yürekle yürümüş bir millettir. İşte Cumhuriyet, işgal ordularının süngüsüne, dayatmalarına, manda planlarına karşı yükselen “Ya istiklal, ya ölüm!” çığlığının devlet hâline gelmiş hâlidir.
29 Ekim sadece bir bayram değil; Türk milletinin ayağındaki prangayı kırdığı, bir daha asla kulluk zincirine boyun eğmeyeceğine söz verdiği gündür. Bu millet, sultanların, mandacıların, işgalcilerin gölgesinde yaşamayı reddetti. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, o kara günlerde milletin bağrına bir kıvılcım attı ve o kıvılcımın adı Cumhuriyet oldu.
Cumhuriyet, meydana çıkıp iradesine sahip çıkan bir milletin yumruğudur.
Cumhuriyet, bu bayrak için toprağa düşenlerin vasiyetidir.
Cumhuriyet, “Türk milleti efendiliğini bilir” diyen bir liderin dünya sahnesine yazdığı meydan okumadır.
Bu topraklarda yaşayan herkes bilsin: Cumhuriyet, bir yönetim şekli değil, bağımsızlığın namusudur. Şehit kanıyla sulanmış bir vatanın tapusudur. Hiçbir emperyal hesap, hiçbir iç plan, hiçbir karanlık odak o tapuyu bu milletten alamaz, alamayacaktır!
Bugün özgürce nefes alabiliyorsak, korkmadan düşünüyorsak, alnımız açık, başımız dik yürüyorsak, bu; bir asır önce “Milletin kaderini millet tayin eder” diyerek emperyalizmin göğsüne yumruğunu indirenlere sayededir. O gün Samsun’da başlayan mücadele, Erzurum’da çelikleşmiş, Sivas’ta bütünleşmiş ve 29 Ekim 1923’te taçlanmıştır.
Bizler, o emaneti taşıyan nesilleriz. Cumhuriyet sadece korunmaz; savunulur, yaşatılır, gerektiğinde uğruna yine can verilir. Çünkü Türk milleti bilir ki; bağımsızlık ateşi bir kez sönerse, bütün ocaklar kararır.
Bu bayrak inmeyecek.
Bu vatan bölünmeyecek.
Bu millet diz çökmeyecek.
Ve Cumhuriyet ilelebet yaşayacak!
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Özay ALABAŞ
Cumhuriyet
Bu millet, esareti hiçbir zaman kabul etmedi. Kaderine zincir vurmaya kalkana karşı yağız atlara binip dağları aşmış, kılıçla, imanla, yürekle yürümüş bir millettir. İşte Cumhuriyet, işgal ordularının süngüsüne, dayatmalarına, manda planlarına karşı yükselen “Ya istiklal, ya ölüm!” çığlığının devlet hâline gelmiş hâlidir.
29 Ekim sadece bir bayram değil; Türk milletinin ayağındaki prangayı kırdığı, bir daha asla kulluk zincirine boyun eğmeyeceğine söz verdiği gündür. Bu millet, sultanların, mandacıların, işgalcilerin gölgesinde yaşamayı reddetti. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, o kara günlerde milletin bağrına bir kıvılcım attı ve o kıvılcımın adı Cumhuriyet oldu.
Cumhuriyet, meydana çıkıp iradesine sahip çıkan bir milletin yumruğudur.
Cumhuriyet, bu bayrak için toprağa düşenlerin vasiyetidir.
Cumhuriyet, “Türk milleti efendiliğini bilir” diyen bir liderin dünya sahnesine yazdığı meydan okumadır.
Bu topraklarda yaşayan herkes bilsin: Cumhuriyet, bir yönetim şekli değil, bağımsızlığın namusudur. Şehit kanıyla sulanmış bir vatanın tapusudur. Hiçbir emperyal hesap, hiçbir iç plan, hiçbir karanlık odak o tapuyu bu milletten alamaz, alamayacaktır!
Bugün özgürce nefes alabiliyorsak, korkmadan düşünüyorsak, alnımız açık, başımız dik yürüyorsak, bu; bir asır önce “Milletin kaderini millet tayin eder” diyerek emperyalizmin göğsüne yumruğunu indirenlere sayededir. O gün Samsun’da başlayan mücadele, Erzurum’da çelikleşmiş, Sivas’ta bütünleşmiş ve 29 Ekim 1923’te taçlanmıştır.
Bizler, o emaneti taşıyan nesilleriz. Cumhuriyet sadece korunmaz; savunulur, yaşatılır, gerektiğinde uğruna yine can verilir. Çünkü Türk milleti bilir ki; bağımsızlık ateşi bir kez sönerse, bütün ocaklar kararır.
Bu bayrak inmeyecek.
Bu vatan bölünmeyecek.
Bu millet diz çökmeyecek.
Ve Cumhuriyet ilelebet yaşayacak!